Pazar, Kasım 19, 2006

DOĞAN HIZLAN

Operacılar-baleciler nerede çalışacak sanatlarını nerede sergileyecekler:

Devlet Opera ve Balesi binasının yılan hikayesi başlıklı yazımda (Hürriyet, 26 Eylül 2006) opera ve bale sanatçılarının zor koşullar altında çalıştıklarını, zaman zaman planlanan, onlara vaat edilen binaların da başkalarına verildiğini gördük.
Şimdi de CSO’ya (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) verilen binanın bir bölümünde onlara yer verilmesi, sığıntı gibi bir duruma sokuyor onları.Konuştuğum bütün operacılar, planların gerçekleşme aşamasında hep unutulduklarını, önce onların arsalarından, binalarından vazgeçildiğini anlattılar. Bu kez de öyle olmuş.Yapılan planların, düzenlemelerin Cumhurbaşkanı başkanlığında kurulan, Milli Komite tarafından onaylanması gerekiyor.
Yeni projeye göre, CSO binasının yanına iki salon daha eklenecek, böylece opera-bale binası sözüm ona yapılmış olacak.Oysa o zaman ne provalar için yer olacak, ne de opera-baleye uygun sahne düzeni.Mimarlar Odası Ankara Şubesi yapılan planın, araziyi temizlenmiş şekilde Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e teslim etmek amacını güttüğünü bildirdi.
*OPSOD (Opera Solistleri Derneği) ne istiyor?
Çok net. Opera ve bale için yapılan planın uygulanmasını, onlara tahsis edilen arsanın geri alınmamasını.Çünkü CSO’nun yanında yapılacak binayı bir aldatmaca, bir kandırmaca olarak görüyorlar.Mimarlar Odası da bu arazi üstüne CSO yanında Devlet Opera ve Balesi’nin, kendine uygun, sanatçıların, seyircilerin gereksinimlerini karşılayacak, uluslararası standartta bir bina yapılmasının imkansız olduğunu söylüyor.Ankara Kongre ve Kültür Merkezi, Opera-Bale Bölümü, Tiyatro Bölümü ve Kongre-Gösteri Merkezi olmak üzere üç bağımsız bölümden oluşmaktadır.Planın yer aldığı kitapçığı incelediğinizde, Türkiye’nin modern bir opera binasına kavuşacağının sevincini yaşayabilirsiniz. Daha doğrusu yaşayabilirdiniz.
Milli Komite’nin üyeleri; siviller, uzmanlar, askerlerden oluşuyor.1400 seyirci kapasiteli bir opera sahnesi var bu projede.Ancak bu proje gerçekleştirilecekken, Melih Gökçek, 6 alternatif proje sunuyor komiteye. Milli Komite’den onay almayan bu projede, alanı Türk Kültür ve Tarih Parkı yapmak, Orta Asya’dan bugüne kadar tarihimizi bu parkta sergilemek düşünülüyor. Ayrıca bir de Silahlı Kuvvetler Müzesi düşünülüyor.
Atatürk’ün kurduğu cumhuriyetin başkentinin bir Opera ve Bale Binası’nın olmayışı, yalnız opera ve bale sanatçılarını değil, bütün sanatseverleri üzüyor.
* * *UMARIM Kültür ve Turizm Bakanlığı, projeyi değiştirmeyecek, başkente layık bir opera binası yapacak.

Devlet Opera ve Balesi binasının yılan hikayesi

26 Eylül 2006 Hürriyet Gazetesi
Yazan: Doğan Hızlan
Önümde, Ankara Kongre ve Kültür Merkezi başlıklı bir dosya var. OPSOD’un (Opera Solistleri Derneği) hazırladığı bu dosyada belgelerle, bir opera binasının yapılamayışının öyküsü anlatılıyor.
Her zaman bir umut doğuyor, sonra birden bu umut sönüyor. Üstelik resmi birtakım girişimler gerçekleşiyor, ama bu binanın temeli bir türlü atılamıyor ve Ankara Devlet Opera ve Balesi, Sergi Evi’nden bozma binada, çok zor koşullar altında sanat icra etme başarısını gösteriyor.
Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin bina işi yıllardır gündeme geliyor, sürüncemede kalıyor. Gerçekleşmeyen çeşitli girişimlerin önce tarihini özetlemeliyim. Atatürk, 1937 yılında mimar Bruno Taut’a, İtfaiye Meydanı’nın bulunduğu yere 1500 kişilik bir opera binasının yapılması için talimat veriyor. Atatürk, ardından da Bruno Taut ölünce proje sumen altı ediliyor. 1947 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemsettin Sirer’in önerisiyle mimar Paul Bonatz, Sergi Binası’nı Opera-Tiyatro Binası’na dönüştürüyor. Bonatz, bu dönüşüm önerisini yapan Bakan Sirer’e, "Ekselans beni çirkin bir kadınla evlendirmek istiyorsunuz" demiş, bakan da onunla her karşılaşmasında, "Çirkin kadın ne yapıyor" diye sorarmış. İşte opera ve baleciler hala bu binada çalışıyor.
Yapılan ama gerçekleşmeyen Projeler :
1980 yılında çıkarılan 2302 sayılı "Atatürk Kültür Merkezi Hakkında Kanun"da Sıhhiye’deki Adliye Sarayı’ndan başlayan, Gençlik Parkı’nı, 19 Mayıs Stadyumu ve Hipodrom alanlarını içine alan bölge "Atatürk Kültür Merkezi Alanı" ilan edildi. 1995 yılında Bayındırlık ve İskán Bakanlığı, Ankara Kongre ve Kültür Merkezi (Opera-Bale, Tiyatro, Kongre Merkezi) kompleksi için ulusal mimari proje yarışması açtı. Jüri oybirliğiyle, Özgür ve Azize Ecevit’in hazırladığı projeyi birincilik ödülüne layık gördü. Atatürk’ün doğumunun 100. yıldönümünde, Cumhurbaşkanı’nın başkanlığında bir Milli Komite oluşturuldu. Bu komitede bürokratlar, uzmanlar, askeri temsilciler yer aldı. 1991’de CSO (Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası) için, 1995’te de Opera-Bale ve Tiyatro binası başlama işlemi tamamlanmış oldu. 1400 seyirci kapasiteli opera ve bale için, tiyatro için de ayrı sahneler bulunacaktı bu binada. Projeyi gerçekleştirme çalışmaları için 1 milyon doların üstünde para harcandı. İhaleler başlatıldı. Neden sonuç yok, neden opera ve bale Türkiye’nin başkentinde bir binaya kavuşamadı? Bu soruların yanıtlarını bir başka yazıda vereceğiz.