GÖRKEMSİZ OPERA
İki Soprano, iki de tenor:Opera Solistleri Derneği adına makamdan makama, gazeteden gazeteye, hangi kapıyı açık bulurlarsa oraya koşup durmaktalar. Çırpınıyorlar adeta: Başkent, cumhuriyetin şanına yaraşır bir opera binasına kavuşsun diye.
Yalnız onlar mı? Arkalarında üç meslek kuruluşu daha var: TMMOB'nin Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası Ankara şubeleri ile Türk Serbest Mimarlar Derneği. Hepsi, yarışması sonuçlandırılıp ek çalışmaları bitirilmiş bir projenin uygulanmasını ve ihale için ödenek bekleyen bir inşaatın daha fazla gecikmeksizin başlatılmasını istiyorlar.
Peki, sorun ne? Bunun hikayesi bir hayli uzun.Sempatik Kültür ve Turizm Bakanı, Çin gezisinde gördüğü görkemli opera binasından çok etkilenmiş, döner dönmez "Ne olursa olsun, bir tane de biz yapacağız; bu şeref bana nasip olsun, hemen bir proje hazırlayalım" demiş.
Oysa, Atatürk'ün yüzüncü doğum yılı dolayısıyla yapılacak kültür etkinliklerine ilişkin olarak çıkarılan bir yasanın kurduğu Milli Komite bu konuda çoktan harekete geçmiş ve belli bir aşamaya gelinmişti bile.
Yasa, Ankara'nın büyük Adliye Sarayı'ndan başlayarak Gençlik Parkı, 19 Mayıs Stadyumu,Hipodrom Alanı ve Ulus semtinin bir bölümünü kapsayan bölgeyi "Atatürk Kültür Merkezi" olarak ilan ettiği için, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Milli Komite, bu alanda bir opera binasının yapılmasını kararlaştırmıştı. Proje yarışması da açılmış, kırk küsur projenin katıldığı yarışmada mimar Özgür Ecevit'in projesi kazanmış, eski Hipodrom Alanı'na yapılacak binanın ayrıntı ve uygulama çalışmaları uluslararası bir ekiple bir milyon dolar harcanarak tamamlanmış ve ihale aşamasına gelinmişti.
Bütün bu sürecin beş buçuk yılı aşkın bir süre aldığını da unutmayın.Ne var ki Sayın Bakan bu projenin yerine, çok ötede, demiryolunun yakınında başlatılmış olan Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası inşaatına ekleniverecek bir opera binası için yeniden proje hazırlanmasını istiyor. "oysa, orada şimdilik sadece bir garaj inşaatı var. Doğru dürüst bir opera binası hayaliyle yıllarını geçirmiş sanatçıların üzüntüsü de bundan.
Opera, orkestrasyonu ile, çok zor yetişen sanatçılarıyla, korolarıyla, gerektirdiği dekor teknikleriyle, sahne ve müzik sanatlarının en kapsamlı ve görkemli dalıdır. Opera binaları da görkem ister. Bir köşeye sıkıştırılmış dar bir sahne ve küçük bir salonla opera olmaz; olsa olsa vodvil oynanır. Sayın Bakan'ın Çin'de etkilenişiyle Ankara'daki isteyişi arasında büyük bir çelişki yok mu?
Üstelik, zaman ve para israfıyla kalmayıp umut, hayal ve heves savurganlığı da değil mi bu? Zor bir sanata bel bağlayarak yetişmiş bir avuç insanını da böylesine hoyratça kıran bir toplum, nasıl olup çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkacak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder